Erasmusalamanca
1 Haziran 2011 Çarşamba
İç geçirmeler ...
Gitmek istiyorum sanki...Bir şeyler beni sıkıyor bu şehirde artık... Fazla gelen ve rahatsız eden bir şey var... Mezuniyet heyecanımıdır ,telaşımıdır, üzüntüsümüdür nedir anlamadım ama sıkıldım artık her şeyin ucu ucuna yetişmesi sürekli bir şeylerin çıkması koşturmaca içinde olmak beni içten içe huzursuz ediyor... Gitmek istiyorum...Gitmekten ziyade dönmeseydim diyorum....
13 Ocak 2011 Perşembe
İç geçirmeler
Uzakta olmak zor,özlemek zor,kabullenmek zor,dayanmak zor,anlamak zor,sürekli dinliyor olmak daha zor...
Çığlık atmak istediğin zamanlar oldu mu hiç...Haniii aklına birşeyler takıldığı zaman içinden çıkamazsın ,döner durursun kendi etrafında ,anlarsın ki aynı yerdesin ne bir milim ileridesin ne bir milim geridesin aynı yerdesin...Bunu yaşadın mı hiç bu içinden çıkılmaz ruh halini,can sıkıntısının binbir halini,farklı yüzlerde olsa da hep aynı şeyi yaşadığını hissettin mi?
İşte okuyunca saçma gelen bu cümleler benim ruh halimin bana ödülü gecenin bu vaktinde...Anlamsız ruh hallerimin yeni yeni alışkanlıkları oldu..Mesela aynada başkasını görmek ...senden ayrı birini,nerden geldiğini anlamadığın sesler duydun mu mesela,ya da dolabın çalıştığını bildiğin halde onbinbeşyüz kez mutfağa gidip onu kontrol ettin mi?
Hertarafının kapalı olduğunu bildiğin halde acaba? acaba? acaba? sesleri içinden çıkmaz oldun mu hiç...
Kapıyı tekrar tekrar kilitledin mi hiç...?
Alıştığın ölçüde yaptığın yemeklere yeni ölçüler tutturamadığın oldu mu mesela?Tek kişilik ölçüler..
Yemeklerimin hiçbirine tek kişilik ölçü tutturamıyorum mesela...Ne kadar denesemde tutturamıyorum...Herzaman bir kişilik fazladan çıkıyor..Garip değil mi...Alışkanlık böyle birşey işte...Kolay vazgeçemiyorsun ,birşeylerin boşa gittiğini,gideceğini bildiğin halde vazgeçemiyorsun...
İçinde anlamsızlaştırdığın birçok şeyin aslında ne kadar anlamlı ve sevgi dolu olduğunu hissediyorsun...
Sildim dediğin şeyleri yeniden yazma çabası içine giriyorsun...
Aman bana ne ! Dediğin herşey aslında seni sarmış durumda,bunu farkediyorsun
Aciz olduğunu düşünüp kendine kızıyorsun ,
Saçma olduğunu bildiğin şeylere inanmaya başlıyorsun...Kendini zorluyorsun belkide bunu için...
Ama vazgeçmiyorsun yalnız kalmaktan...Bunu yaşadın mı hiç..!
Bu anlamsız cümlelerin sebeplerine nail oldun mu hiç...Öznesi,yüklemi farklı olsada nail oldun mu bu cümlelere...!!!
Olmadıysan boşver unut gitsin..!!!Kendi kendime konuştum say...
Çığlık atmak istediğin zamanlar oldu mu hiç...Haniii aklına birşeyler takıldığı zaman içinden çıkamazsın ,döner durursun kendi etrafında ,anlarsın ki aynı yerdesin ne bir milim ileridesin ne bir milim geridesin aynı yerdesin...Bunu yaşadın mı hiç bu içinden çıkılmaz ruh halini,can sıkıntısının binbir halini,farklı yüzlerde olsa da hep aynı şeyi yaşadığını hissettin mi?
İşte okuyunca saçma gelen bu cümleler benim ruh halimin bana ödülü gecenin bu vaktinde...Anlamsız ruh hallerimin yeni yeni alışkanlıkları oldu..Mesela aynada başkasını görmek ...senden ayrı birini,nerden geldiğini anlamadığın sesler duydun mu mesela,ya da dolabın çalıştığını bildiğin halde onbinbeşyüz kez mutfağa gidip onu kontrol ettin mi?
Hertarafının kapalı olduğunu bildiğin halde acaba? acaba? acaba? sesleri içinden çıkmaz oldun mu hiç...
Kapıyı tekrar tekrar kilitledin mi hiç...?
Alıştığın ölçüde yaptığın yemeklere yeni ölçüler tutturamadığın oldu mu mesela?Tek kişilik ölçüler..
Yemeklerimin hiçbirine tek kişilik ölçü tutturamıyorum mesela...Ne kadar denesemde tutturamıyorum...Herzaman bir kişilik fazladan çıkıyor..Garip değil mi...Alışkanlık böyle birşey işte...Kolay vazgeçemiyorsun ,birşeylerin boşa gittiğini,gideceğini bildiğin halde vazgeçemiyorsun...
İçinde anlamsızlaştırdığın birçok şeyin aslında ne kadar anlamlı ve sevgi dolu olduğunu hissediyorsun...
Sildim dediğin şeyleri yeniden yazma çabası içine giriyorsun...
Aman bana ne ! Dediğin herşey aslında seni sarmış durumda,bunu farkediyorsun
Aciz olduğunu düşünüp kendine kızıyorsun ,
Saçma olduğunu bildiğin şeylere inanmaya başlıyorsun...Kendini zorluyorsun belkide bunu için...
Ama vazgeçmiyorsun yalnız kalmaktan...Bunu yaşadın mı hiç..!
Bu anlamsız cümlelerin sebeplerine nail oldun mu hiç...Öznesi,yüklemi farklı olsada nail oldun mu bu cümlelere...!!!
Olmadıysan boşver unut gitsin..!!!Kendi kendime konuştum say...
6 Ocak 2011 Perşembe
4 Ocak 2011 Salı
Erasmus maceram nasıl başladı...:)
Herşeyden önce söylemek istediğim şey' İnanmak başarmanın yarısıdır.'
Bu sözü kim söylemiş hatırlamıyorum ama çok doğru söylemiş.Benim erasmus maceram için söylenmiş bir söz...Ve çok inandığım bir söz...
Daha dün gibi hatırlıyorum hocamın odasına gidip 'Ben Erasmus yapmak istiyorum hocam ,ne yapmam lazım'dediğimi...Onunda bana bütün samimiyetiyle gülümseyip'Aaaa süper Nur' dediğini...Önce nasıl karar verdiğimi anlatmak istiyorum,ve neden Erasmus ,neden İspanya ? sorularımın cevabını yazmak istiyorum.Bana herzaman cazip gelmişti Erasmus...Çok yakın bir arkadaşım geçen yıl İtalya da Erasmus yaptı onunla gitmeden önce buluştuğumuzda sordum nasıl oluyor ,neler yaptın,ne yapmam lazım gibi sorularımla biraz başını şişirdim ama o bütün sabrıyla sağolsun bana anlattı ve beni desteklediğini söyledi ve mutlaka yapmam gerektiğini...Önce içimde çok korkular vardı yalan değil ama zamanla araştırarak ve öğrenerek bu korkularımı yendim:) Ve karar verdim Erasmus yapmalıyım dedim.İkinci aşama nereyi istediğim sorusuna cevap bulmam gerektiğiydi.Ve ilk aklıma gelen yer İspanya oldu....İspanyayı seçerken çok düşündüm ve kendime 5 kriter belirledim.
1.Dil
2.Kültür
3.Eğitim
4.En iyi İspanyolca nerede öğrenilir
5.Maddi açıdan yeterlilik
Bu kriterler saçma gelebilir ama gözönünde bulundurulması gereken şeyler olduğuna inanıyorum.İspanyolca'yı çok araştırdım ve sonunda karar verdim ikinci dil olarak en ideal dil İspanyolca.Kültür gerçekten önemli yakın kültürde bir yer olsun istedim ,sonuçta Akdeniz ülkesiyiz:)
Eğitim olarak gerçekten başarılı bir ülke,sistemi çok iyi oturmuş ve güzel işleyen bir ülke.Bazen tatilleri beni bunaltsada öyle:)
İspanya'yı araştırdığımda dilin bölgelere göre çok farklı olduğunu gördüm.Zaten bölgelere göre ayrıldığını ve Katalanca'nın da olduğunu biliyordum ama her bölgede farklı olacağı aklıma gelmemişti ama öyle burası.Dil her bölgede farklı .En has ispanyolca ise Castilla y Leon bölgesinde konuşuluyor.Madrid'i ve Salamanca'yı içine alan bölge diyebilirim buraya.Salamanca ideal bir yer dil öğrenmek için.Zaten sayısız dil kursu var burada.Tam bir öğrenci şehri ayrıca.Türkiye de Eskişehir:)
Maddi açıdan yeterlilikden kastım ise bize verilen hibenin yetip yetmeyeceği konusunda.Elbetteki yetmiyor çünkü bizim aldığımız hibe AB üyesi ülkelerin öğrencilerin aldığı hibenin gerçekten yarısı.Ama Salamanca da istersen yetirebilirsin.Salamanca gerçekten ucuz bir yer .Mesela kiralar 120 € dan falan başlıyor .Gece hayatı olsun yemek olsun onlarda ucuz diğer yerlerler karşılaştırırsak.
Neyse ben başa dönüyorum :) İspanya olmasına karar verdikten sonra gittim dil kursuna yazıldım.İzmit'te tek İspanyoca kursu Halk Eğitim Merkezinde.6 ay kursa gittim 2 kur yapıyor bu süre.Aynı zamanda Erasmus sınavına hazırlanmaya başladım ,gerçekten istiyorum ya bişeyler yapmak lazım sonuçta değil mi ama ?
Öyle beleş iş olmuyor istiyorsan çalışacaksın...:)Bir ititrafta bulunayım ingilizcem çok iyi değildi o yüzden çok çalıştım diyebilirim.Neyse sınava girdim ve 54 aldım:( Geçiş notu 55 .1 puanla kalmak daha çok koyuyor insana emin olabilirsiniz...Sınav sonucuna baktığımız günü unutamam .Ev arkadaşım Gülay ve ben mutfakta otururken sınav sonuçlarının açıklandığını öğrendim ve Gülay 'ben bakayım' dedi.Gülay baktı ve gözleri doldu canım benim anladım zaten kaldığımı ama 1 puanla kalacağım aklıma gelmemişti.Ertesi gün okulda yapılan kritiklerden sonra rektöre mail atmaya karar verdim.Rektör hocamız saolsun mailime yarım saatte cevap verdi ve ilgileneceğini yazdı.Mailde ne mi yazdım:) Erasmusu ne kadar çok istediğimi ve ne kadar çok çabaladığımı anlattım ve ona sınav sisteminin yanlış olduğunu söyledim kimse 55 alamaz bu sınavdan ama geçiş notu 55 dedim güzel bir dille bunun adil olmadığını söyledim.2 'şer puanlık 50 sorunun sonucunda 55 diye bir not olamaz sonuçta.Ertesi gün bana tekrar mail geldi ve aynen şöyle yazıyordu'Sevgili Nur,Yazmış olduğun mailden sonra karar verdik ,itirazında haklısın o sebeple geçiş notu 55 olamaz 56 olmalı fakat bu dönem için 54 alanları yedek listesine almaya karar verdik,başarılarının devamını dilerim...'Bu mailden sonra bana kalan tek şey okulumu bulmaktı ve listede en son olduğum için herkesin yerleşmesi gerekiyordu.Deli gibi gece gündüz okul araştırdım.Artık neresi olursa olsun ama İspanya olsun diyordum.Bütün avrupa beni'very urgent' diye biliyor:) Attığım bütüm maillerin başlığı bu:)
Sonunda Salamanca Üniversitesi kabul etti ve hemen anlaşmayı yolladı ...Daha sonra tercih toplantısı oldu ve sadece İspanya Salamanca dedim .Ama prosedür icabı ikinci tercih Porto üniversitesi dedim...Ama öylesine dedim ...:)
Ne demişler her güzelin gönlünde bir aslan yatar,benim gönlümdeki aslan da İspanya işte ne yapalım:)
Geldim ,mutluyum,asla pişman olmadım hatta iyi ki geldim dedim.Bazen çok özleyince insana bir hüzün geliyor ama olsun geçiyor merak etmeyin.
Erasmus yapacak arkadaşlara kısa ve öz bir tavsiyem olacak ...Asla ama asla pes etmeyin,insan yürekten isteyince ona mutlaka bir kapı açılıyor..Sadece kendinize inanın ve güvenin ...Kimsenin size inanması önemli değildir önemli olan sizin kendinize olan inancınızdır...
Ben bile çok şanssız biri olarak bütün bunları aşıp gelebildiysem siz bunu hayli hayli başarabilirsiniz...:)
Bütün bunları diyorum çünkü sırada hazırlıklarımı anlatacağım...:) Orada da talihim benimleydi:)
Son sözüm size bütün kalbimle güveniyorum ve inanıyorum...Herşey gönlünüzce olsun,hayalleriniz sizinle olsun:)
Sevgiler...:)
Bu sözü kim söylemiş hatırlamıyorum ama çok doğru söylemiş.Benim erasmus maceram için söylenmiş bir söz...Ve çok inandığım bir söz...
Daha dün gibi hatırlıyorum hocamın odasına gidip 'Ben Erasmus yapmak istiyorum hocam ,ne yapmam lazım'dediğimi...Onunda bana bütün samimiyetiyle gülümseyip'Aaaa süper Nur' dediğini...Önce nasıl karar verdiğimi anlatmak istiyorum,ve neden Erasmus ,neden İspanya ? sorularımın cevabını yazmak istiyorum.Bana herzaman cazip gelmişti Erasmus...Çok yakın bir arkadaşım geçen yıl İtalya da Erasmus yaptı onunla gitmeden önce buluştuğumuzda sordum nasıl oluyor ,neler yaptın,ne yapmam lazım gibi sorularımla biraz başını şişirdim ama o bütün sabrıyla sağolsun bana anlattı ve beni desteklediğini söyledi ve mutlaka yapmam gerektiğini...Önce içimde çok korkular vardı yalan değil ama zamanla araştırarak ve öğrenerek bu korkularımı yendim:) Ve karar verdim Erasmus yapmalıyım dedim.İkinci aşama nereyi istediğim sorusuna cevap bulmam gerektiğiydi.Ve ilk aklıma gelen yer İspanya oldu....İspanyayı seçerken çok düşündüm ve kendime 5 kriter belirledim.
1.Dil
2.Kültür
3.Eğitim
4.En iyi İspanyolca nerede öğrenilir
5.Maddi açıdan yeterlilik
Bu kriterler saçma gelebilir ama gözönünde bulundurulması gereken şeyler olduğuna inanıyorum.İspanyolca'yı çok araştırdım ve sonunda karar verdim ikinci dil olarak en ideal dil İspanyolca.Kültür gerçekten önemli yakın kültürde bir yer olsun istedim ,sonuçta Akdeniz ülkesiyiz:)
Eğitim olarak gerçekten başarılı bir ülke,sistemi çok iyi oturmuş ve güzel işleyen bir ülke.Bazen tatilleri beni bunaltsada öyle:)
İspanya'yı araştırdığımda dilin bölgelere göre çok farklı olduğunu gördüm.Zaten bölgelere göre ayrıldığını ve Katalanca'nın da olduğunu biliyordum ama her bölgede farklı olacağı aklıma gelmemişti ama öyle burası.Dil her bölgede farklı .En has ispanyolca ise Castilla y Leon bölgesinde konuşuluyor.Madrid'i ve Salamanca'yı içine alan bölge diyebilirim buraya.Salamanca ideal bir yer dil öğrenmek için.Zaten sayısız dil kursu var burada.Tam bir öğrenci şehri ayrıca.Türkiye de Eskişehir:)
Maddi açıdan yeterlilikden kastım ise bize verilen hibenin yetip yetmeyeceği konusunda.Elbetteki yetmiyor çünkü bizim aldığımız hibe AB üyesi ülkelerin öğrencilerin aldığı hibenin gerçekten yarısı.Ama Salamanca da istersen yetirebilirsin.Salamanca gerçekten ucuz bir yer .Mesela kiralar 120 € dan falan başlıyor .Gece hayatı olsun yemek olsun onlarda ucuz diğer yerlerler karşılaştırırsak.
Neyse ben başa dönüyorum :) İspanya olmasına karar verdikten sonra gittim dil kursuna yazıldım.İzmit'te tek İspanyoca kursu Halk Eğitim Merkezinde.6 ay kursa gittim 2 kur yapıyor bu süre.Aynı zamanda Erasmus sınavına hazırlanmaya başladım ,gerçekten istiyorum ya bişeyler yapmak lazım sonuçta değil mi ama ?
Öyle beleş iş olmuyor istiyorsan çalışacaksın...:)Bir ititrafta bulunayım ingilizcem çok iyi değildi o yüzden çok çalıştım diyebilirim.Neyse sınava girdim ve 54 aldım:( Geçiş notu 55 .1 puanla kalmak daha çok koyuyor insana emin olabilirsiniz...Sınav sonucuna baktığımız günü unutamam .Ev arkadaşım Gülay ve ben mutfakta otururken sınav sonuçlarının açıklandığını öğrendim ve Gülay 'ben bakayım' dedi.Gülay baktı ve gözleri doldu canım benim anladım zaten kaldığımı ama 1 puanla kalacağım aklıma gelmemişti.Ertesi gün okulda yapılan kritiklerden sonra rektöre mail atmaya karar verdim.Rektör hocamız saolsun mailime yarım saatte cevap verdi ve ilgileneceğini yazdı.Mailde ne mi yazdım:) Erasmusu ne kadar çok istediğimi ve ne kadar çok çabaladığımı anlattım ve ona sınav sisteminin yanlış olduğunu söyledim kimse 55 alamaz bu sınavdan ama geçiş notu 55 dedim güzel bir dille bunun adil olmadığını söyledim.2 'şer puanlık 50 sorunun sonucunda 55 diye bir not olamaz sonuçta.Ertesi gün bana tekrar mail geldi ve aynen şöyle yazıyordu'Sevgili Nur,Yazmış olduğun mailden sonra karar verdik ,itirazında haklısın o sebeple geçiş notu 55 olamaz 56 olmalı fakat bu dönem için 54 alanları yedek listesine almaya karar verdik,başarılarının devamını dilerim...'Bu mailden sonra bana kalan tek şey okulumu bulmaktı ve listede en son olduğum için herkesin yerleşmesi gerekiyordu.Deli gibi gece gündüz okul araştırdım.Artık neresi olursa olsun ama İspanya olsun diyordum.Bütün avrupa beni'very urgent' diye biliyor:) Attığım bütüm maillerin başlığı bu:)
Sonunda Salamanca Üniversitesi kabul etti ve hemen anlaşmayı yolladı ...Daha sonra tercih toplantısı oldu ve sadece İspanya Salamanca dedim .Ama prosedür icabı ikinci tercih Porto üniversitesi dedim...Ama öylesine dedim ...:)
Ne demişler her güzelin gönlünde bir aslan yatar,benim gönlümdeki aslan da İspanya işte ne yapalım:)
Geldim ,mutluyum,asla pişman olmadım hatta iyi ki geldim dedim.Bazen çok özleyince insana bir hüzün geliyor ama olsun geçiyor merak etmeyin.
Erasmus yapacak arkadaşlara kısa ve öz bir tavsiyem olacak ...Asla ama asla pes etmeyin,insan yürekten isteyince ona mutlaka bir kapı açılıyor..Sadece kendinize inanın ve güvenin ...Kimsenin size inanması önemli değildir önemli olan sizin kendinize olan inancınızdır...
Ben bile çok şanssız biri olarak bütün bunları aşıp gelebildiysem siz bunu hayli hayli başarabilirsiniz...:)
Bütün bunları diyorum çünkü sırada hazırlıklarımı anlatacağım...:) Orada da talihim benimleydi:)
Son sözüm size bütün kalbimle güveniyorum ve inanıyorum...Herşey gönlünüzce olsun,hayalleriniz sizinle olsun:)
Sevgiler...:)
25 Aralık 2010 Cumartesi
Aşk'ın ve tarih'in şehri ROMA
Pisa'dan Roma'ya gitmek tren'le yaklaşık 3,5 saat sürüyor...Tren yolculuğu inanılmaz keyifliydi bu durağımızda hem Roma'nın heyecanı hemde tren'in geçtiği güzergah'ın manzarası bu yolculuğuımuzu oldukça keyifli kıldı...Akşam olmuştu biz Roma'ya gidene kadar gider gitmez hostel'imizi bulmaya çalıştık bir heyecanla ve gördük ki hostel tren istasyonu'nun hemn karşı sokağında...Yorğunluğumuzun üzerine o kadar güzel bir haber oldu ki bu anlatamam...Hemen hostel'e kaydımızı yaptırdık ve odamıza geçtik.Hostel güzeldi tavsiye edebilirim hem büyük hemde kalabalıktı ama çok merkezi,temiz ve güvenli bir yerdi.Kahvaltı ücretsizdi ayrıca.Hostel Alessandro Downtown adresi ise Via Carlo Cattaneo 23..Reklam gibi oldu biraz ama gerçekten beğendik oda arkadaşımız hariç.Türkiye'li olduğumuzu duyunca anlamsız ve sevimsiz bir hal aldı suratı kızcağızın...Neyse ki alıştık artık bu tarz durumlara,etkilenmiyoruz...:)
Eşyalarımızı bıraktıktan sonra turumuza başladık..Şehri kısaca turladık Colosseo ve yakınında ki yerlerde gezdik..Roma'ya çok az zaman ayırdığımızı farkettik ama çok yorulmuştuk...Kısa bir şehir turundan sonra hostel'e geri döndük...
Ertesi gün vaktimizi iyi değerlendirmek açısından plan yaparak gezdik,kısıtlı vakitte çok yer görmek açısından.Görmek istediğimiz yerleri listeledik ve haritadan bulundukları yeri belirleyerek sıraya koyduk...En uzaktakine gidip oradan başlamaya karar verdik...Vatikan...Gerçekten harika bir yer ve inanılmaz kalabalık...İçeriye girmek için o kadar uzun bir sıra vardı ki elimiz mahkum bekledik...Sonunda girdik içeriye ve San pietro Bazilikası'na geçtik.Burası diğer bazilikalardan farklıydı açıkcası daha ihtişamlıydı diyebilirim .Vatikan'ı gezdikten sonra karar verdiğimiz üzere 'İspanyol merdivenleri'ni ' görmeye geçtik.Bu arada geçişlerimizi Metro ile yaptık isterseniz 4 kullanımlık biletler var onlardan alabilirsiniz aynı fiyat oluyor ama sıra beklemiyorsunuz herseferinde ...O gün İspanyol Merdivenleri inanılmaz kalabalıktı Roma'nın her köşesine bayıldım tek kelime ile heryer harika ve çok güzel ...Büyülü...İspanyol merdivenlerinde herkes oturmuş sohbet ediyor,birşeyler yiyor etrafı seyrediyor...Enteresan kişilikler diyebilirim...İspanyol merdivenlerinden yıukarı çıkarsanız Roma'yı kuş bakışı görebilirsiniz..Gerçekten güzel bir manzara karşıda Vatikan bütün ihtişamıyla size bakıyor...Bir sonra ki durağımız Fontana di Trevi yani Aşk çeşmesi...Aşk çeşmesini görür görmez dedim ki insan buraya sevgilisi ile gelmeli...:) Genelde sevgililer vardı zaten..Hocam'ın isteği üzerine onun içinde para attım iki kez para atmış oldum ve daha sonra bir arkadaşım bana iki kez para atarsan Roma'ya bir daha geliyormuşsun dedi...Evet bir daha gitmek istiyorum sanırım...Aslında buna inandım nedense çünkü oda daha önce gelmiş ve iki kez atmış şimdi İtalya'da erasmus yapıyor..Gerçek olma ihtimali yüksek diyorum...:)
Herneyse Aşk çeşmesini de gördükten sonra turumuzu bitirdik...Dediğim gibi Roma için bir gün asla yetmez...Ama en çok görmek istediklerimizi gördük ve bununla mutluyuz sanırım...:)
Bu arada Roma'da gördüğünüz her 3 kişiden biri İtalyan,biri Turist ve biri de uzak doğulu emin olabilirsiniz...Hindistan,Pakistan ,ve tabiki Çinlliler çoğunlukta...Her köşe başında seyyar satıcılar var yani göçmenler...Roma çok güvenli değil açıkcası birşeyler patlayabilir,durduk yere araba yakabilirler...Enteresan insanlar işte...Ayrıca bir başkent bu kadar çöp dolu olabilirdi....İtalya'nın kuzeyinden güney'ine gittikçe insanların ve şehirlerin ne kadar farklılaştığını görebilirsiniz...Kesinlikle kuzey daha güvenli ve temiz...Elbetteki bizim ülkemizde çok güvenli değil kabul ediyorum ama Avrupa diyerek İtalya diyerek abartmaya da gerek yok Fas'dan farkı yok çünkü...
Herşeye rağmen diyorum ki Roma bambaşka bir şehir...:)
Gelecek istasyon Napoli...Çöp şehir;)
Pisa...
İtalya gezimizde sıranın ona gelmesini sabırsızlıkla beklediğim yer...Pisa...Nam-ı diğer 'Eğik kule'...
Hep merak ediyordum nasıl olur ,bu kadar yüksek bir kule nasıl eğik kalabilir diye..:)Neyse ayrıntılarına daha sonra değiniriz...Pisa'ya Floransa'dan geçtik,trenle yaklaşık 50 dk sürüyor...Çok sık aralıklarla tren var.Pisa'da sadece 3 saat falan geçirdik zaten görülecek çok fazla birşey yoktu,3 saat fazlasıyla yetti diyebilirim...Tren istasyonundan çıkınca otobüse binerseniz on dakika sonra Kule'nin bulunduğu yere varabilirisiniz...Aslında çok uzak değil ama ilk seferde yürüyerek gitmek pek iyi bir fikir olmaz diye düşünüyorum ,ama dönüşte nehri görmek ve fotoğraf çektirmek için yürüdük...Pisa'da hava çok güzeldi,güneşliydi şansımıza...Sonunda İtalya 'da güneş görmenin mutluluğu ile bıraktık kendimizi güneşin kollarına...:)
Pisa kulesinin olduğu meydan yeşillik ve çok içaçıcı,inanılmaz büyüleyici ben çok sevdim nedense;)
Meydandan içeri girince hemen sağ tarafta hediyelik eşya satan reyonlar var...Yavaş yavaş kuleye yaklaştıkça farklı açılardan fotoğraf çekmeye çalışan insanların garip hareketler yaptığını görüyorsunuz..Kimi kule'yi kucaklıyor,kimi kul'yi devirmeye çalışıyor ,buna benzer çok hareketler görebilirsiniz...Biz birgün önceden kararlaştırdığımız pozu vereceğiz...Tek parmakla düzeltiyormuş gibi yapacağız...:) Ama önce sıra beklememiz gerektiğini farkediyoruz...İnsanlar o kadar çok fotoğraf çekmeye çalışıyor ki mecbur sıra oluyor...Fotoğraf çekimlerimizi tamamladıktan sonra meydanda dolaşmaya başladık ,Pisa kulesine çıkmak 15 €,müze'ye girmek 6 € ,Kiliseye girmek ise müze+ kilise bileti şeklinde olursa 8 € ,kampanya yapmışlar sanırım...Burada da indirim yok bizlere çünkü Avrupa birliği üyesi ülke vatandaşı değiliz ne kadar Avrupa'da okuyor olsanızda böyle bir hakkınız olmuyor ...Küçük çaplı bir sitemin ardından protesto edip girmedik...!
Pisa turumuzu bitirdikten sonra nehre doğru yol aldık...Zaten meydandan çıkıp sola dönünce direk giderseniz nehre çıkıyorsunuz ,çok basit bir yol tarifi değil mi;)
Biraz da nehir kıyısında vakit geçirdikten sonra turumuzu bitirdik ve İstasyonun yolunu tuttuk
Pisa'da gezilecek yerler belli Pisa kulesi,Piazza del Duomo ,Duomo Pisa(Kilise),National museum of San Matteo(Müze)...
Unutmadan Pisa'da otobüste arkadaşımızın cüzdanı çalındı ne olur ne olmaz siz dikkatli olun derim...Avrupa diyip güvenmemek lazımmış...
Bir sonraki durak Roma...:)
Akşam Roma'dayız....
Hep merak ediyordum nasıl olur ,bu kadar yüksek bir kule nasıl eğik kalabilir diye..:)Neyse ayrıntılarına daha sonra değiniriz...Pisa'ya Floransa'dan geçtik,trenle yaklaşık 50 dk sürüyor...Çok sık aralıklarla tren var.Pisa'da sadece 3 saat falan geçirdik zaten görülecek çok fazla birşey yoktu,3 saat fazlasıyla yetti diyebilirim...Tren istasyonundan çıkınca otobüse binerseniz on dakika sonra Kule'nin bulunduğu yere varabilirisiniz...Aslında çok uzak değil ama ilk seferde yürüyerek gitmek pek iyi bir fikir olmaz diye düşünüyorum ,ama dönüşte nehri görmek ve fotoğraf çektirmek için yürüdük...Pisa'da hava çok güzeldi,güneşliydi şansımıza...Sonunda İtalya 'da güneş görmenin mutluluğu ile bıraktık kendimizi güneşin kollarına...:)
Pisa kulesinin olduğu meydan yeşillik ve çok içaçıcı,inanılmaz büyüleyici ben çok sevdim nedense;)
Meydandan içeri girince hemen sağ tarafta hediyelik eşya satan reyonlar var...Yavaş yavaş kuleye yaklaştıkça farklı açılardan fotoğraf çekmeye çalışan insanların garip hareketler yaptığını görüyorsunuz..Kimi kule'yi kucaklıyor,kimi kul'yi devirmeye çalışıyor ,buna benzer çok hareketler görebilirsiniz...Biz birgün önceden kararlaştırdığımız pozu vereceğiz...Tek parmakla düzeltiyormuş gibi yapacağız...:) Ama önce sıra beklememiz gerektiğini farkediyoruz...İnsanlar o kadar çok fotoğraf çekmeye çalışıyor ki mecbur sıra oluyor...Fotoğraf çekimlerimizi tamamladıktan sonra meydanda dolaşmaya başladık ,Pisa kulesine çıkmak 15 €,müze'ye girmek 6 € ,Kiliseye girmek ise müze+ kilise bileti şeklinde olursa 8 € ,kampanya yapmışlar sanırım...Burada da indirim yok bizlere çünkü Avrupa birliği üyesi ülke vatandaşı değiliz ne kadar Avrupa'da okuyor olsanızda böyle bir hakkınız olmuyor ...Küçük çaplı bir sitemin ardından protesto edip girmedik...!
Pisa turumuzu bitirdikten sonra nehre doğru yol aldık...Zaten meydandan çıkıp sola dönünce direk giderseniz nehre çıkıyorsunuz ,çok basit bir yol tarifi değil mi;)
Biraz da nehir kıyısında vakit geçirdikten sonra turumuzu bitirdik ve İstasyonun yolunu tuttuk
Pisa'da gezilecek yerler belli Pisa kulesi,Piazza del Duomo ,Duomo Pisa(Kilise),National museum of San Matteo(Müze)...
Unutmadan Pisa'da otobüste arkadaşımızın cüzdanı çalındı ne olur ne olmaz siz dikkatli olun derim...Avrupa diyip güvenmemek lazımmış...
Bir sonraki durak Roma...:)
Akşam Roma'dayız....
Floransa ...
Floransa hakkında o kadar çok şey var ki yazılacak tahmin edemezsiniz...Şehrin kendine has bir büyüsü var ve bu büyü sizi adım atar atmaz etkisi altına alıyor...Çok canlı ,huzurlu ama aynı zamanda mistik bir havası var..Floaransa'ya iner inmez daha önceden rezervasyon yaptırdığımız hosteli bulmaya çalıştık...Biraz zor oldu açıkcası bir cadde boyunca 5 kez gidip geldik ama numara sistemlerinin farklı olmasından dolayı kimse bizi doğru yere yönlendiremedi...Abartısız 2 saat hostel aradık aynı cadde üzerinde bu yüzden biraz gergin başladı Floransa gezimiz ,ama bu gerginlik hostele girer girmez bitti ...Gerçekten harika bir hostel gidecek olanlara kesinlikle tavsiye ederim ,hem uygun ,hem temiz ,hem güvenli,hem merkezi hemde sahibi çok güleryüzlü...Hostel'in ismi 'Locanda Daniel' adresi ise Via Nazionale 22,Floransa...Tren istasyonuna ise 5 dakika ...Hostel'i sevgili hocamın kuzeni sevgili Gülru hanım sayesinde bulduk,kendisi Floransa da yaşıyor ve bize çok yardımcı oldu...Teşekkürler:)
Hostel'e yerleştikten sonra hemen kendimizi dışarıya atıyoruz...Ara sokaklardan Piazza del Duamo'ya yani Katedral meydanına çıkmaya çalışıyoruz ve biraz harita yardımı biraz da İtalyanlar'ın yardımıyla sonunda çıkıyoruz meydana...Yağmur bizim meydana varmamızı bekliyormuş ki hemen meydana çıkar çıkmaz yağmur'un hücumuna uğradık...Ve kendimizi Katedral'in içine attık...Harika ve renkli bir dış mimarisi var bayıldım:)
İçeriyii gezdikten sonra alt katına indik hediyelik eşya alabileceğiniz bir kısım var alt katta...Kart postal aldım herzaman ki gibi...Çok mutluyum birsürü kartpostalım oldu...:)
Katedral'i gezdikten sonra çıkış kapısına yöneliyoruz ki önümüzde şemsiye satıcıları bitiveriyor ve sonra Milletimin gerçekten dünyanın heryerinde olduğuna bir kez daha acı şekilde de olsa tanıklık ediyorum...Acı şekilde diyorum çünkü mantıkları değişmemiş kişilikler sayesinde İtalya'da ki ilk ve tek laf yeme olayımızı yaşamış olduk...Hemde aynı milletteniz...
Neyse ki aldırış etmeden yolumuza devam ediyoruz ve nehre doğru yöneliyoruz ...Eski köprüyü bulmaya çalışıyoruz 'Ponte Veccio'...Ve köprü gerçekten harika bir yer bayıldım ben tek kelimeyle...Heryerde 'Toscana' yazıyordu bu bölge'nin adı...Nehir kenarında ressamlar sıra sıra ve herbiri'nin farklı bakışı Floransa'ya başka bir renk katmış kesinlikle o tablolar o kadar hoştu ki ...Köprü'ye doğru yol aldık ve karşıya geçtik biraz karşıda dolaştıktan sonra Piazza del Signoria meydanına çıktık ...Floransa için biz bir gün ayırmıştık ama anladım ki yetmiyor...Gezemediğimiz yerler oldu elbette ama gezdiklerimiz bile bizi büyülemeye yetti...Bir gün tekrar İtalya'ya gitmek istersem ilk şehir kesinlikle Floransa olacaktır...:)
Kısaca size gezilecek yerlerin adını vermek istiyorum;
Piazza del Duamo,Santa Maria del Fiore ,Piazza della Signoria ,Loggia dei Lanzi,Palazzo Vecchio,Pante Veccio,Pitti sarayı ve galerisi,Chiesa della Santa Croce,Galleria Academia...
Herşeyi yapın orada ama asla dondurma yemeyin...Fiyat söylemeyen insanlara asla boyun eğmeyin...Zira bir dondurma için 15 €'nuzdan olabilirsiniz...:)
Biraz şaka tabi ki ama sinirleriniz bozulabilir...:)
Floransaaaa.....Aklım sende kaldı....:)
Hostel'e yerleştikten sonra hemen kendimizi dışarıya atıyoruz...Ara sokaklardan Piazza del Duamo'ya yani Katedral meydanına çıkmaya çalışıyoruz ve biraz harita yardımı biraz da İtalyanlar'ın yardımıyla sonunda çıkıyoruz meydana...Yağmur bizim meydana varmamızı bekliyormuş ki hemen meydana çıkar çıkmaz yağmur'un hücumuna uğradık...Ve kendimizi Katedral'in içine attık...Harika ve renkli bir dış mimarisi var bayıldım:)
İçeriyii gezdikten sonra alt katına indik hediyelik eşya alabileceğiniz bir kısım var alt katta...Kart postal aldım herzaman ki gibi...Çok mutluyum birsürü kartpostalım oldu...:)
Katedral'i gezdikten sonra çıkış kapısına yöneliyoruz ki önümüzde şemsiye satıcıları bitiveriyor ve sonra Milletimin gerçekten dünyanın heryerinde olduğuna bir kez daha acı şekilde de olsa tanıklık ediyorum...Acı şekilde diyorum çünkü mantıkları değişmemiş kişilikler sayesinde İtalya'da ki ilk ve tek laf yeme olayımızı yaşamış olduk...Hemde aynı milletteniz...
Neyse ki aldırış etmeden yolumuza devam ediyoruz ve nehre doğru yöneliyoruz ...Eski köprüyü bulmaya çalışıyoruz 'Ponte Veccio'...Ve köprü gerçekten harika bir yer bayıldım ben tek kelimeyle...Heryerde 'Toscana' yazıyordu bu bölge'nin adı...Nehir kenarında ressamlar sıra sıra ve herbiri'nin farklı bakışı Floransa'ya başka bir renk katmış kesinlikle o tablolar o kadar hoştu ki ...Köprü'ye doğru yol aldık ve karşıya geçtik biraz karşıda dolaştıktan sonra Piazza del Signoria meydanına çıktık ...Floransa için biz bir gün ayırmıştık ama anladım ki yetmiyor...Gezemediğimiz yerler oldu elbette ama gezdiklerimiz bile bizi büyülemeye yetti...Bir gün tekrar İtalya'ya gitmek istersem ilk şehir kesinlikle Floransa olacaktır...:)
Kısaca size gezilecek yerlerin adını vermek istiyorum;
Piazza del Duamo,Santa Maria del Fiore ,Piazza della Signoria ,Loggia dei Lanzi,Palazzo Vecchio,Pante Veccio,Pitti sarayı ve galerisi,Chiesa della Santa Croce,Galleria Academia...
Herşeyi yapın orada ama asla dondurma yemeyin...Fiyat söylemeyen insanlara asla boyun eğmeyin...Zira bir dondurma için 15 €'nuzdan olabilirsiniz...:)
Biraz şaka tabi ki ama sinirleriniz bozulabilir...:)
Floransaaaa.....Aklım sende kaldı....:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)